29 Ocak 2015 Perşembe

Normal doğum hikayem!

Otuz sekiz  ay  dile bile zor bence bebek kararından tam 38 ay sonra gelebildi o  harika bebek eve.Ne kadar uzun yollardan nazlana nazlana, süzüle süzüle geldi bir ben bir de benim gibi bekleyenler bilir bu işkenceyi.
5 Eylül 2013  saat 14:15. Yanıbaşımda elimi tutan ve sürekli başımı boynumu destekleyip terimi silen eşimin, karşımda elinde kamerayla   kuzenimin ve   tüm doğum ekibinin dakikalarca süren haydiiiii şimdi nefes al tut, aç gözünü canım birazda bize bak, daha güçlü, az kaldı, süper, hadiiii oluyor, harika vs vs vs lerine artık gerek kalmamıştı o muhteşem ağlama sesi doğumhaneyi inlettiğinde.Kızımla birlikte ben de ağlıyordum.O kadar yorulmuş ve sıkılmıştım ki sürekli aynı şeyleri tekrarlayıp kızımı hala  kucağıma alamadığım için, en sonunda içimden bu sefer ne olursa olsun başaracağım dedim bir nevi deli gücü geldi .İşte ikimizin de ağlaması bu kararın hemen akabindedir.Ebemiz  kordonu keser kesmez kızımı çıplak olarak göğsüme koydu  üzerimdeyken havluyla silerek temizledi. Yanak yanağa gelince birden sustu ve mırıl mırıl mıkır mıkır sokuldu bana, meme verince hemen o minicik ağzıyla emmeye çalıştı.Sonra aldılar benden küçücük bebeğimi!!!ayrılır ayrılmaz ağlamaya başladı , çocuk doktoru muayene etti, ağzından burnundan hortumlar soktu sıvıyı çekti,  tarttı ölçtü.Giydirdiler getirdiler tekrar kavuştuk. Doktor ''kartopu gibi bir kızınız oldu çok sağlıklı herşey yolunda'' dedi ve  işte  o anda anladım  anne olduğumu.Hala da o cümleyi düşündükçe yüzüm güler.3630 g  52 cm lik minişimle yan yana aynı anda çıktık doğumhaneden.Hayalimde her ne kadar kızım kucağımda yürüyerek!! çıkmak olsa da (tam uyuşmayıp 2. kez başka bir ilaç verildiği için bacaklarımı hissetmedim bir süre) itiraf ediyorum zafer kazanmışım gibi hissettim.Kendimle pek gurur duymam genelde gereksiz mütevaziliğim vardır aileden gelen. Bir saat önce ağrılardan deliler gibi  koridoru turlayan avazı çıktığı kadar bağıran  ben şimdi gülen rahatlamış   bir yüz, en önemlisi de sağlıklı tostopak bir bebekle çıkmıştım doğumhaneden.Kendimle gerçekten gurur duydum ve hala da duyuyorum:) Resmen amip gibi  bölündüğümü ve herkesin de o benden ayrılan parçama hayranlıkla baktığını hissettim.Parantez içinde söyleyevereyim bir kez daha!!  doğum yaparsam epidural veya  suni sancı kesinlikle istemediğine kesin karar verdim. Hatta evde doğal  doğum çok daha çekici geliyor artık.Hatayı kendimde bulsamda (belkide korktuğumdan bu işlerin nasıl yürüdüğünü  hiç araştırıp öğrenmemiş tamamen kendimi doğal sürece!!! bırakmıştım)  aslında sistemin bozuk çarklarından kaynaklanan doğumu annenin değil doktorların yönettiği,anneye kesilmek  isteyip  istemediğinin sorulmadığı,doğumdan sonra bebeğin annenin göğsünden alındığı ve muayene edilip  hiç sorulmadan 2 çeşit aşının yapıldığı, kristaller yönteminin uygulandığı genel olarak pozitif doğum hikayesi olarak nitelendirsem de  aslında ayrıntıda öyle olmayan ve bunu sonradan fark ettiğim bir doğum yaşadım.Kısacası doğumuma sahip çıkamadığımı hiç de söz hakkım olmadan doğurduğumu söyleyebilirim. Benim bilgi sahibi olmamam saygıyla kararın anneye bırakılmasını engellememeliydi.Epizyo kesisi için önceden bilgilendirme yapılıp  kararım alınabilirdi.M.Ö den kalmış kristaller manevrası yapılmamalı bebeğim göğsümden ayrılıp aşıları aileye sorulmadan yapılmamalıydı.Suni sancı istemediğimi belirtmeme rağmen doktorumun hiç umrunda olmadan 3 cm açıklıkta sancıyı basması da cabası.Konu dışına kaymadan parantezi kapatıp bu doğum konusunda görüldüğü gibi çok dertli olduğumdan daha sonra  da uzunca yazmak istediğimi arz edeyim.Neyseki emzirme çalışmaları  sonuç verdi ve gece sütüm gelmeye başladı ve nazlı kızım da emmeye.Artık tek düşündüğüm kalkıp yürümeliyim derhal kızıma bakacak hale gelmeliyimdi. Ertesi gün sabah hedefe ulaşıldı koridorda yürüme turları başladı.Sırtımda epidural için takılmış  kordonlardan da kurtulmuşum kim tutar beni heyytttt.Diğer odadaki hastaların refakatçıları malesef sadece 7 aylık halime gerilemiş karnıma bakıp allah kurtarsın yavrum kız mı erkek mi  demeseydi iyiydi :)
Üstünden neredeyse 17 ay geçti çok farklı bir ben oldum çoook şeyi yaşayarak  öğrendim çok çok okudum.Hatta sulugözün yufka yüreklinin biriyim artık. Ama şunu da  netlikle söyleyebilirim ki hayata daha fazla tutunmuş,  donanımını arttırmak için daha da çabalayan   kızına daha iyi örnek olmaya yemin etmiş bir anneyim.Çoğalabilmenin getirileri sanırım bunlar.Bazen eleştiri alıyorum bu kadar okuma araştırma bizi nasıl büyütmüşler bak normaliz işte diyen canım arkadaşım I. dan. Haklı da bulmuyor değilim ya ama annelik böyle bir şey hep daha çok bilmek , daha başarılı olmak istiyor insan. En önemlisi beynimize ebevenylikle ilgili kazınmış yanlış bilgi ve davranışardan (kucağa alıştırma,yanında yatırma,her istediğini yapma, küçücük bebeye kurallar koy baskıla ez geç vs .vs ) sıyrılmaya çalışmak ve daha fazla içgüdüyle doğala yakın durabilmek...